18 Mayıs 2010 Salı

Arada bir girip bir kaç satır yazıp kaçıyorum.
Diğer blogları da pek takip etmiyorum açıkçası.
Ama bugün oturup bir sürü blogda bir sürü yazı okudum.
İçlerinden iki tanesi çok iyi geldi.
Gün zor bir gündü.
İşsizliğin tırmaladığı,kafamın karıncalandığı zor bir gün..
Sonra arka arkaya okuduğum 2 blog bana hiç bir sıkıntının
sonsuz olmadığını ve işlerin her an yoluna girebileceğini hatırlattı.

Bu yüzden hiç tanımadığım halde bana umut veren,güldüren,öğreten herkese teşekkürler :)

26 Nisan 2010 Pazartesi

Aşktan uslanılır mı ki?

Usanmadım, uslanmadım
utanmadım karşılıksız sevmelerden
açık yara misali yüreğimin hâli
aşktan başka birşeye inanmadım

öğrenmedi gönül yaşlanmayı
dünya zamanıyla gün saymayı
saldım semaya özgür en kara sevdayı
senden başka birşeye inanmadım

bunalmadım, bulanmadım
yoksa orman misali yanar mıydım
aşktan ölmeseydim, aşka doğmasaydım
kendimi masallara adar mıydım

öğrenmedi gönül yaşlanmayı
dünya zamanıyla gün saymayı
saldım semaya özgür en kara sevdayı
aşktan başka birşeye inanmadım

demiş yine benim yerime yine Sezen Aksu...
İçim ağrıyor, içim kararıyor, içim yanıyor..Yine kimbilir kaç bininci kez aynı şekilde..
Aşk zor iş!

21 Şubat 2010 Pazar

Bahar Temizliği

Bahar kıyak yaptı bu yıl. Önden bi "ceeee" dedi ama bugün yarın kaçacak belli ki.Olsun bu "coming soon" beni idare eder uzun süre.Depresif oluyorum ben karanlık ve soğuk havalarda.Hava hep ılık olsun,hep güneşli olsun istiyorum.Seviyorum baharı.Çünkü tazeleniyorum,aydınlanıyorum hava ısındıkça.
Baharın yüzünü göstermesinden heralde, bendeki bu yenilenme hali de erkenden ortaya çıktı.Tüm günümü bahar temizliği yaparak geçirdim.Ama ne temizlik! Yıllardır sakladığım ama kullanmadığım onlarca kıyafet,aksesuar,makyaj malzemesi ve kitapla vedalaştım.
Hafifledim sanki.Daha öncede yaptım bunu ama hiç biri bu kadar derinlemesine olmamıştı.Şöyle ki günlüklerimi bile yoketmeye karar verdim. sevdiğim parfümümün boş şişesini ve yıllar önce okul çıkış aldığım dergiyi çöp kutusuna,arkadaşımın h
ediyesi olan kullanmadığım küpeleri de yeni sahiplerine uğurladım.
Nesnelere ya da insanlara yok yere borçlandırmışım kendimi bunu farkettim bir süre önce.Herşeyin değerini gözümde büyüterek koca koca anlamlar yüklemişim.Bu da beni çok yormuş.Şimdi biraz geri çekilerek bakıyorum hayatımdaki her varlığa.Bu yüzden galiba, artık daha kolay kullanmadığım bir kazağı başkasına vermek ya da okumadığım kitapları göndermek.
İnsanlara da böyle bakmaya başladım bu arada.Neredeyse hayatımdaki herkesle ilişkimi temize çekiyorum bu ara.Tıpkı eşyalarım gibi gereksiz anlam yüklediklerimle vedalaşıyorum bazılarıyla ilişkimi buduyorum.Garip ama eğlenceli bir dönem yaşıyorum.
Sonuçta yeni yılın ilk icraatı; bundan sonra kıyıyı köşeyi gereksiz eşyalarla,insanların boşluklarını kafamdaki hayal kahramanlarıyla doldurmuyorum :))