11 Ocak 2009 Pazar

Bahane..

İş-ev arası şehirlerarası..Yol çok uzun, yolda geçen süre uzun, çalışma saatleri uzun..Bu arada özellikle de yolda aklıma güzel cicili bicili satırlar geliveriyor.Böyle uzun bir yazının ilk cümlesi olabilecek satırlar ama.Yazacak yer bulamıyorum çoğu zaman, aklımda tutmaya çalışıyorum.Ama çoğu ipi salınmış balon gibi uçup gidiyorlar.Halbuki ne çok istiyorum burayı kelimelerle doldurmayı.Kimsenin bilmediği o çok kıymetli satırlarımı paylaşmayı..
Neyse, şimdilik veda ediyorum telefonumun kayıtlar bölümünden dizelerle..

Şımarıklığımdır ve içimdeki huzur bulutu hayatı güzel kılan.
Yattım bulutumun üstüne seyreyliyorum,
Kendi hızına yetimeye çalışan tık nefes dünyayı...

4 Ocak 2009 Pazar

Bu sefer canım yandı işte...bu sefer içim titredi acıdan.Omuzlarım,ellerim,beynim kalbimle birlikte kaskatı oldu..Ne zaman başına otursam bu sayfanın hep sayfam boş kalktım.Bu küçücük evrenimde attığım ilk çığlık bu yazı olacakmış demek ki, bu evrendeki doğumum böyle gerçekleşecekmiş..

Yarattıklarımla yaşarken yarattıklarımdan en büyüğünü,en değerlisini kaybettim az önce.İçin için kanarken kimselere çaktırmadan avuçlarımı bastırıp, üfleyerek çaresizce acımı söndürmeye çalışırdım oysa yıllardır.Sebepsiz değil gibi gelirdi, gerçek gibi...Alışmıştım da içimde taşımaya.Alışmıştım o acıyla doğan hissizliğe.Dışardan boyardım kendimi hep, bazen pembe,kırmızı,turuncuya.Bazen de griler,kahveler,siyahlar çıkardı ortaya..Dayanıyordum ama o zaman.

Belki toplarım bir kaç saate dağılan parçalarımı.Belki birkaç güne bişeyciğim kalmaz.Ama...
Ama şimdi canım fena yanıyor.
Ve durduramıyorum...Çok acıyor!